Mehter
1 sayfadaki 1 sayfası
Mehter
Osmanlı Devleti'nin askeri mızıkası.
Kısaca mehter denen mehterhane veya mehter takımı Osmanlı Devleti'nin
askerî mızıka kuruluşudur. Padişaha özgü olanına «Mehterhanei Hümayun»
veya «Mehterhanei Hakanî» denirdi.
Ortaçağ'da, Îslâm devletlerinde bağımsızlığın üç maddî simgesinden biri
de askerî mızıka takımı idi. Bunların üçüne birden «sikke vü tabl-u
alem» denirdi. Sikke, madenî para, tabi, davul, alem de sancak veya
bayrak anlamına gelir, Îslâm devletlerinin hepsinde sultanların, hattâ
bir ilde valilik yapan şehzade ve emirlerin mehter takımları vardı.
Kuruluş olarak Mehter Osmanlılara Selçuklulardan geçmiştir. Hattâ
Selçuklu sultanı Alâeddin Keykubat III'ün uçbeyi Osman Gazi'ye saltanat
ve bağımsızlık simgesi olarak «tabl-u alem» (davul ve sancak)
gönderdiği söylenir.
Mehterhane
Osmanlı Devleti'nde mehterhane Yeniçeri Ocağı'nın bir parçasıydı.
Evliya Çelebi'nin yazdığına göre XVII. yy.ın ortalarında İstanbul'daki
Mehterhanei Hümayun'da 300 sanatkâr vardı ve bunların hepsi askerdi.
Bundan başka Yedikule, Eyüp, Kasımpaşa, Galata, Tophane ve Boğaziçi
hisarlarında ayrı mehter takımları vardı. Buralarda sabah ve akşam
vakitlerinde bu mehter takımları iki «nöbet vururlar», yani konser
verirlerdi.
Mehterhanei Hümayun savaşta orduyla birlikte bulunur, çaldığı ezgilerle
askere şevk ve heyecan verir, düşmana korku salardı. 1826 yılında
Yeniçeri Ocağı kaldırılınca ona bağlı olan mehterhane de kaldırılarak
yerine batılı biçimde bir mızıka takımı (Mızıkayı Hümayun) kuruldu.
1911'-de bu kuruluş «Mehterhanei Hakanî» adıyla yeniden düzenlendi.
Mehterhane Birinci Dünya Savaşı'nda ve Kurtuluş Savaşı sırasında da
hizmet gördü. Ama Cumhuriyet yönetiminin kurulmasıyla birlikte ortadan
kalktı.
Mehter Müziği
Mehterhanede çalınan Türk askerî müziği kös, davul, nakkare, kudüm,
zurna, nefir, nısfiye, zil, zilli maşa ve bunlara benzer özel
çalgılarla çalınır. Bir mehterde bu çalgılardan eşit sayıda birkaç
takım birarada bulunur. Dokuz kat mehter denen en kalabalık çalgılı
mehter takımı padişahlara özgüydü. Mehter takımınca çalınan eserlerin
bir kısmı sözlü müzik (mehter marşları, türküler v.b.), bir kısmı da
çalgı müziği tarzındadır. Mehterde usul vurma (tempo) âletleri ve
nefesli sazlar önemli yer tutar.
Kısaca mehter denen mehterhane veya mehter takımı Osmanlı Devleti'nin
askerî mızıka kuruluşudur. Padişaha özgü olanına «Mehterhanei Hümayun»
veya «Mehterhanei Hakanî» denirdi.
Ortaçağ'da, Îslâm devletlerinde bağımsızlığın üç maddî simgesinden biri
de askerî mızıka takımı idi. Bunların üçüne birden «sikke vü tabl-u
alem» denirdi. Sikke, madenî para, tabi, davul, alem de sancak veya
bayrak anlamına gelir, Îslâm devletlerinin hepsinde sultanların, hattâ
bir ilde valilik yapan şehzade ve emirlerin mehter takımları vardı.
Kuruluş olarak Mehter Osmanlılara Selçuklulardan geçmiştir. Hattâ
Selçuklu sultanı Alâeddin Keykubat III'ün uçbeyi Osman Gazi'ye saltanat
ve bağımsızlık simgesi olarak «tabl-u alem» (davul ve sancak)
gönderdiği söylenir.
Mehterhane
Osmanlı Devleti'nde mehterhane Yeniçeri Ocağı'nın bir parçasıydı.
Evliya Çelebi'nin yazdığına göre XVII. yy.ın ortalarında İstanbul'daki
Mehterhanei Hümayun'da 300 sanatkâr vardı ve bunların hepsi askerdi.
Bundan başka Yedikule, Eyüp, Kasımpaşa, Galata, Tophane ve Boğaziçi
hisarlarında ayrı mehter takımları vardı. Buralarda sabah ve akşam
vakitlerinde bu mehter takımları iki «nöbet vururlar», yani konser
verirlerdi.
Mehterhanei Hümayun savaşta orduyla birlikte bulunur, çaldığı ezgilerle
askere şevk ve heyecan verir, düşmana korku salardı. 1826 yılında
Yeniçeri Ocağı kaldırılınca ona bağlı olan mehterhane de kaldırılarak
yerine batılı biçimde bir mızıka takımı (Mızıkayı Hümayun) kuruldu.
1911'-de bu kuruluş «Mehterhanei Hakanî» adıyla yeniden düzenlendi.
Mehterhane Birinci Dünya Savaşı'nda ve Kurtuluş Savaşı sırasında da
hizmet gördü. Ama Cumhuriyet yönetiminin kurulmasıyla birlikte ortadan
kalktı.
Mehter Müziği
Mehterhanede çalınan Türk askerî müziği kös, davul, nakkare, kudüm,
zurna, nefir, nısfiye, zil, zilli maşa ve bunlara benzer özel
çalgılarla çalınır. Bir mehterde bu çalgılardan eşit sayıda birkaç
takım birarada bulunur. Dokuz kat mehter denen en kalabalık çalgılı
mehter takımı padişahlara özgüydü. Mehter takımınca çalınan eserlerin
bir kısmı sözlü müzik (mehter marşları, türküler v.b.), bir kısmı da
çalgı müziği tarzındadır. Mehterde usul vurma (tempo) âletleri ve
nefesli sazlar önemli yer tutar.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz